Kariyeri boyunca çok sayıda ülkede konser veren ünlü besteci ve piyanist Akbar, son olarak "Ahenk 432" adlı albümünü müzikseverlerin beğenisine sundu. Yeni albümünü ve kariyer yolculuğunu anlatan Akbar, "Ben yürümeyi, konuşmayı bilmeden piyanoyu tanımaya başladım. İki buçuk yaşındayken notaları biliyordum" şeklinde konuştu.
Yeni albümü "Ahenk 432"yi müzikseverlerin beğenisine sunan besteci, piyanist, yazar ve televizyon programcısı Anjelika Akbar, müzik yolculuğunu, yeni albümünü ve Türkiye turnesi planlarını anlattı. Akbar, müziğin yol arkadaşlığıyla hayatını sürdürdüğünü belirterek, "İnsan doğup insan olmaya çalışan biriyim. Müzik, bu yolculuğumda bana eşlik ediyor. Her insan doğuştan yeteneği neyse o doğrultuda bir şeyler yapar. Ben de bestecilik yapıyorum, aynı zamanda kitap yazıyor ve program sunuculuğu yapıyorum" diye konuştu. Müziğe çok küçük yaşlarda başladığını kaydeden sanatçı, "Ben yürümeyi, konuşmayı bilmeden piyanoyu tanımaya başladım. 2 buçuk yaşındayken notaları biliyordum ve böyle başladı müziğe olan ilgim" ifadelerini kullandı. "LAZIM OLDUĞU ZAMAN BÜTÜN TARZLARI KULLANAN BİRİYİM" Anjelika Akbar, yaptığı müziği kategorize etmek istemediğini aktararak, şunları söyledi: "Biz bütün sanatları bölmeye ve kategorize etmeye alıştık. Böyle bir tarzımız var. Fakat müzik bir sestir ve ses bütün evrendedir. Bizim atomlarımızın içinde de var. Her insan hissiyatına göre onu buraya indiriyor. Müzik sadece bir ses değil aynı zamanda bir enerjidir. O yüzden ben yaptığım işe klasik veya modern müzik diyemem. Lazım olduğu zaman bütün tarzları kullanan biriyim. Film müziği yapıyorsam atonal ve post modern müzik yapıyorum veya çocukların bile anlayacağı sadelikte işler yapıyorum çünkü içerik beni yönlendiriyor." Müziğe dair sürekli yeni şeyler öğrendiğini ve bu alanda akademik çalışmalar da yaptığını vurgulayan Akbar, "Müzikle olan ilişkim bitmeyen bir yolculuk. Her zaman sanki ilk defa müzikle iç içe oluyorum, ilk defa sahneye çıkıyorum gibi sonsuz bir yolculuk bu" diye konuştu. Uzun yıllardır Türkiye'de yaşayan ünlü piyanist, Türkiye sevgisine değinerek, şu bilgileri verdi: "Türkiye'de yaşamayı çok seviyorum. Zaten bu kadar yıldır buradayım. Sevmiyor olsaydım hiçbir güç beni sevmediğim yerde tutamazdı. Ben Türkiye'yi çok sevdim ve severek burada yaşıyorum. Sovyetler Birliği dağılmadan önce Türkiye'ye geldim uluslararası görevle. Sonra SSCB dağıldı ve bütün ailem dünyanın çeşitli ülkelerine gitti." Akbar, ABD ve Avrupa ülkelerine giden aile üyelerinin kendisini sıklıkla yanlarına çağırdığını fakat Türkiye'yi asla terk etmek istemediğini vurguladı.