Erdoğan, Hamas'ın Gazze’den İsrail'e yönelik başlattığı operasyon ile ilgili ilk açıklamasını AKP 4. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde yaptı: "Türkiye olarak bu sabah İsrail'deki hadiseler ışığında tarafları itidalle hareket etmeye, gerilimi tırmandıracak fevri adımlardan uzak durmaya çağırıyoruz." dedi.
İtidal, “ölçülülük” demek. Demin TDK Sözlükten baktım.
Hatta Tübitak Sosyal Bilimler Ansiklopedisi: “Aşırı olmama, ne çok fazla ne çok az, tam gerektiği kadar olma, orta halde bulunma, ölçülü dengeli ve soğuk kanlı olma…” diyerek açıklamayı biraz daha genişletmiş.
Fevri ise sözlüklerde “birdenbire ve düşünmeksizin yapılan (davranış), pek düşünmeden, ansızın öfkelenen, sinirlenen, böyle davranan (kimse).” diye geçiyor.
Yani mesajdan “Çatışırken aşırıya kaçmayın, ne çok fazla ne çok az, tam gerektiği kadar, ölçülü dengeli çatışın” anlamı çıkıyor. “Gerilimi tırmandıracak fevri adımlardan uzak durma çağrısı” da bu anlamı destekliyor. Yani mevcut durumda kalsın diyor. Ben olsam “Gerilime son verin!” derdim.
Yani “tırmandırmayın” diyebiliyorsam, “son verin” de diyebilirim herhalde.
“Aynı fikirdeyim.” dediğim açıklama, bu değil.
Gerçi burada da aynı fikirdeyim. Kimse ne sokakta kavga eden iki kişiye, ne çatışan iki tarafa “Aşırıya kaçın, ölçüyü kaçırın.” demez.
Ama iki gün sonra, Erdoğan’ın Sosyal Medya hesabından paylaştığı, daha uzun bir mesajı var. Asıl orada aynı fikirdeyim.
Mesaj “Filistin halkını sürekli taciz ederek, can ve mal güvenliğini hiçe sayarak, evlerine ve arazilerine el koyarak, altyapısını tahrip ederek, kalkınmasına engel olarak bölgedeki sorunun çözülemeyeceği açıktır.” ifadeleriyle başlıyor.
Katılıyorum!
Bir halkı sürekli taciz ederek, can ve mal güvenliğini hiçe sayarak, evlerine arazilerine el koyarak, alt yapısını tahrip ederek kalkınmasına engel olarak herhangi bir bölgedeki sorun çözülmez. Bu gayet açıktır.
İster bir çakıl taşı bile atmamış olsun, ister 5.000 füzeyle 10.000 füzeyle saldırsın… bir halkı sürekli taciz etmek sorunu çözmez.
“Böyle bir yaklaşım, sadece derinleşen huzursuzluğun yol açtığı çatışmaların artmasına, her iki tarafın da sürekli kanının dökülmesine, nihayetinde de barış arayışlarının hep hüsranla sonuçlanmasına yol açar.”
Açar!
“İsrail’in, Filistin halkının temel haklarını hiçe sayan yaklaşımı, son olayda da görüleceği üzere kendi halkının güvenliğini de tehdit etmektedir.”
Eder! Başkalarının temel haklarını hiçe sayanların da güvenliği, tehdit altında olur.
“İsrail güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin Filistinlilere uyguladığı baskıya, zulme, yargısız infazlara, can ve mal tehdidine nasıl karşıysak İsrailli sivillere yönelik rastgele eylemlere de aynı şekilde karşıyız.”
Ben de karşıyım! Güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin uyguladığı baskıya, zulme, yargısız infazlara can ve mal tehdidine de karşıyım; sivillere yönelik rastgele eylemlere de aynı şekilde karşıyım.
“Gazze’nin orantısız hava ve kara saldırılarıyla yerle yeksan edilmesi, camilerin bombalanması, bu sırada yaşanan masum çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ölümleri asla kabul edilemez bir durumdur.“
Ben de kabul etmem! Orantısız hava ve kara saldırılarıyla sivil yerleşimlerin yerle, yeksan edilmesi, ibadet, eğitim, sağlık… tesislerinin bombalanması, elektrik, su vs. alt yapının tahrip edilmesi; çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ölümleri… elbette kabul edilemez.
***
Mesaj “İsrail şehirlerine yönelik eylemlerde benzer manzaralar ortaya çıkmışsa bunları da kesinlikle tasvip etmiyoruz.” diye devam ediyor.
İsrail şehirlerine yönelik eylemlerde benzer manzaralar ortaya çıktığı kesin değil herhalde. Yoksa, koşullu bir ifade kullanılmazdı. “Benzer manzaralar ortaya çıkmışsa…” denilmezdi. Koşulsuz olarak ret edilirdi.
“İsrail yönetiminden, Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik bombardımanlarını, Filistinlilerden de İsrail’deki sivil yerleşimlere yönelik tacizlerini durdurmalarını istiyoruz. Bu itidalli adım, barışa giden yolun kapısını da aralayacaktır.”
Evet! Barış, başka türlü nasıl olsun.
İtidal, “ölçülülük” demek. Demin TDK Sözlükten baktım.
Hatta Tübitak Sosyal Bilimler Ansiklopedisi: “Aşırı olmama, ne çok fazla ne çok az, tam gerektiği kadar olma, orta halde bulunma, ölçülü dengeli ve soğuk kanlı olma…” diyerek açıklamayı biraz daha genişletmiş.
Fevri ise sözlüklerde “birdenbire ve düşünmeksizin yapılan (davranış), pek düşünmeden, ansızın öfkelenen, sinirlenen, böyle davranan (kimse).” diye geçiyor.
Yani mesajdan “Çatışırken aşırıya kaçmayın, ne çok fazla ne çok az, tam gerektiği kadar, ölçülü dengeli çatışın” anlamı çıkıyor. “Gerilimi tırmandıracak fevri adımlardan uzak durma çağrısı” da bu anlamı destekliyor. Yani mevcut durumda kalsın diyor. Ben olsam “Gerilime son verin!” derdim.
Yani “tırmandırmayın” diyebiliyorsam, “son verin” de diyebilirim herhalde.
“Aynı fikirdeyim.” dediğim açıklama, bu değil.
Gerçi burada da aynı fikirdeyim. Kimse ne sokakta kavga eden iki kişiye, ne çatışan iki tarafa “Aşırıya kaçın, ölçüyü kaçırın.” demez.
Ama iki gün sonra, Erdoğan’ın Sosyal Medya hesabından paylaştığı, daha uzun bir mesajı var. Asıl orada aynı fikirdeyim.
Mesaj “Filistin halkını sürekli taciz ederek, can ve mal güvenliğini hiçe sayarak, evlerine ve arazilerine el koyarak, altyapısını tahrip ederek, kalkınmasına engel olarak bölgedeki sorunun çözülemeyeceği açıktır.” ifadeleriyle başlıyor.
Katılıyorum!
Bir halkı sürekli taciz ederek, can ve mal güvenliğini hiçe sayarak, evlerine arazilerine el koyarak, alt yapısını tahrip ederek kalkınmasına engel olarak herhangi bir bölgedeki sorun çözülmez. Bu gayet açıktır.
İster bir çakıl taşı bile atmamış olsun, ister 5.000 füzeyle 10.000 füzeyle saldırsın… bir halkı sürekli taciz etmek sorunu çözmez.
“Böyle bir yaklaşım, sadece derinleşen huzursuzluğun yol açtığı çatışmaların artmasına, her iki tarafın da sürekli kanının dökülmesine, nihayetinde de barış arayışlarının hep hüsranla sonuçlanmasına yol açar.”
Açar!
“İsrail’in, Filistin halkının temel haklarını hiçe sayan yaklaşımı, son olayda da görüleceği üzere kendi halkının güvenliğini de tehdit etmektedir.”
Eder! Başkalarının temel haklarını hiçe sayanların da güvenliği, tehdit altında olur.
“İsrail güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin Filistinlilere uyguladığı baskıya, zulme, yargısız infazlara, can ve mal tehdidine nasıl karşıysak İsrailli sivillere yönelik rastgele eylemlere de aynı şekilde karşıyız.”
Ben de karşıyım! Güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin uyguladığı baskıya, zulme, yargısız infazlara can ve mal tehdidine de karşıyım; sivillere yönelik rastgele eylemlere de aynı şekilde karşıyım.
“Gazze’nin orantısız hava ve kara saldırılarıyla yerle yeksan edilmesi, camilerin bombalanması, bu sırada yaşanan masum çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ölümleri asla kabul edilemez bir durumdur.“
Ben de kabul etmem! Orantısız hava ve kara saldırılarıyla sivil yerleşimlerin yerle, yeksan edilmesi, ibadet, eğitim, sağlık… tesislerinin bombalanması, elektrik, su vs. alt yapının tahrip edilmesi; çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ölümleri… elbette kabul edilemez.
***
Mesaj “İsrail şehirlerine yönelik eylemlerde benzer manzaralar ortaya çıkmışsa bunları da kesinlikle tasvip etmiyoruz.” diye devam ediyor.
İsrail şehirlerine yönelik eylemlerde benzer manzaralar ortaya çıktığı kesin değil herhalde. Yoksa, koşullu bir ifade kullanılmazdı. “Benzer manzaralar ortaya çıkmışsa…” denilmezdi. Koşulsuz olarak ret edilirdi.
“İsrail yönetiminden, Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik bombardımanlarını, Filistinlilerden de İsrail’deki sivil yerleşimlere yönelik tacizlerini durdurmalarını istiyoruz. Bu itidalli adım, barışa giden yolun kapısını da aralayacaktır.”
Evet! Barış, başka türlü nasıl olsun.