Başı ve sonu önceden belirlenmiş olan yolculuklarımızın deneyiminin içerisinde bir de yolda karşılaştıklarımız, öncesinde planlamadıklarımız çıkabilir.
Karşımıza çıkanların bir kısmı hazırlığımızdan farklı, bir kısmı da tam hayalimizde canlandırdığımız gibi yaşanır.
Ön gördüklerimiz, çekincelerimiz, yolculuğumuz süresince karşımıza hiç gelmeyebilirken, baş etmemiz gereken düşündüğümüzden farklı şeyler çıkabilir karşımıza..
Yolumuzun belirlenmiş bir kısmı dahi olsa, yeni bir yolculuk önümüze ilk defa gördüğümüz bir yer, ilk defa duyduğumuz bir ses, ilk kez gördüğümüz bir insan, bir çiçek, bir hayvan, yeni bir koku, yeni bir tat, yeni bir fırsat sunabilir.
Daha önce üzerine hiç düşünmediğimiz bir konuyu uzun uzun düşündürtebilir. Yeni bir olguyla, yeni bir kişiyle, yeni bir ihtimalle bizi bir araya getirebilir ve hatta yeni bir tarafımızla bile bizi tanıştırabilir.
Başka bir yolculuğun planını yapmamıza dahi öncülük edebilir.
İlk kez karşılaştığımız bir kişi ile edeceğimiz kısa bir sohbet hayatımıza eşlik edecek bir farkındalıkla veya bir öğretiyle bizi tanıştırabilir.
————————————-
“Acaba öyle değil de böyle olsaydı; bugün farklı ne olurdu?” sorusunu zaman zaman sorabiliriz kendimize yolculuklarımızda.
Bu soru her gündemimize geldiğinde, cevap arasak da hiçbir zaman farazi yanıtlardan öteye gidemeyiz. Çünkü o gün öyle olmamış; başka türlü olmuşken; bugün ise tam burasındayız yolumuzun, yolculuğumuzun…
Başımızdan geçen her bir olay veya karşımıza çıkan her bir ruhun bir sebebi ya da anlamı var mıdır diye de sorabiliriz kendimize yolculuklarımız esnasında. Cevabının üzerine düşünmeye gerek duymadan, yaşadığımızın bir sebebi vardır diye düşünebilir; cevabını o an verebiliriz; veya o gün için anlamlandıramamışken, ileride bir gün cevabını yaşamın kendisi verebilir bize, biz başka bir yolculuk içerisinde başka bir yolda yürürken.
İçerisinden alabileceğimiz kimi zaman çok kıymetli, bazen daha yüzeyde, bazen ise daha derin bir öğreti; bir farkındalık, bir anlam vardır genellikle yolculuklarımızın ardında. Bunu hemen o an keşfedebiliriz; veya bir zaman sonra anlamlandırabiliriz. Bazen ise sadece o an olduğu şekliyle, barındırdığı kişilerle öylece var oluruz. Ne öncesi ne de sonrası o ana anlam katar. Anın, yolun kendisindedir sadece büyüsü.
Geriye dönüp baktığımızda bu hiç yaşanmamış olsaydı ne bugünkü benden bir şey eksilirdi ne de bugünkü ben daha fazla ben oldum diye de düşünebiliriz…
Yolculuklarımızın, başımızdan geçenlerin, karşımıza çıkanların tek bir ortak yanı vardır. Hayatımızdaki her bir karşılaşmanın, her bir ruhun hikayesi kendi yolundayken bizimkine de uğramışsa eğer, yaşam kitabımızın sayfalarına yazılır..
Yolculuklarımızın sevgiden geçtiği, tutkularımızı, almak ve tutmak istediklerimizi yaşam yolculuğumuza katabildiğimiz, ayıklamak istediklerimizi ise yaşam kitabımızın sayfalarına anı olarak bıraktığımız güzel yolculuklara…
Sevgim ile,
Yael
Karşımıza çıkanların bir kısmı hazırlığımızdan farklı, bir kısmı da tam hayalimizde canlandırdığımız gibi yaşanır.
Ön gördüklerimiz, çekincelerimiz, yolculuğumuz süresince karşımıza hiç gelmeyebilirken, baş etmemiz gereken düşündüğümüzden farklı şeyler çıkabilir karşımıza..
Yolumuzun belirlenmiş bir kısmı dahi olsa, yeni bir yolculuk önümüze ilk defa gördüğümüz bir yer, ilk defa duyduğumuz bir ses, ilk kez gördüğümüz bir insan, bir çiçek, bir hayvan, yeni bir koku, yeni bir tat, yeni bir fırsat sunabilir.
Daha önce üzerine hiç düşünmediğimiz bir konuyu uzun uzun düşündürtebilir. Yeni bir olguyla, yeni bir kişiyle, yeni bir ihtimalle bizi bir araya getirebilir ve hatta yeni bir tarafımızla bile bizi tanıştırabilir.
Başka bir yolculuğun planını yapmamıza dahi öncülük edebilir.
İlk kez karşılaştığımız bir kişi ile edeceğimiz kısa bir sohbet hayatımıza eşlik edecek bir farkındalıkla veya bir öğretiyle bizi tanıştırabilir.
————————————-
“Acaba öyle değil de böyle olsaydı; bugün farklı ne olurdu?” sorusunu zaman zaman sorabiliriz kendimize yolculuklarımızda.
Bu soru her gündemimize geldiğinde, cevap arasak da hiçbir zaman farazi yanıtlardan öteye gidemeyiz. Çünkü o gün öyle olmamış; başka türlü olmuşken; bugün ise tam burasındayız yolumuzun, yolculuğumuzun…
Başımızdan geçen her bir olay veya karşımıza çıkan her bir ruhun bir sebebi ya da anlamı var mıdır diye de sorabiliriz kendimize yolculuklarımız esnasında. Cevabının üzerine düşünmeye gerek duymadan, yaşadığımızın bir sebebi vardır diye düşünebilir; cevabını o an verebiliriz; veya o gün için anlamlandıramamışken, ileride bir gün cevabını yaşamın kendisi verebilir bize, biz başka bir yolculuk içerisinde başka bir yolda yürürken.
İçerisinden alabileceğimiz kimi zaman çok kıymetli, bazen daha yüzeyde, bazen ise daha derin bir öğreti; bir farkındalık, bir anlam vardır genellikle yolculuklarımızın ardında. Bunu hemen o an keşfedebiliriz; veya bir zaman sonra anlamlandırabiliriz. Bazen ise sadece o an olduğu şekliyle, barındırdığı kişilerle öylece var oluruz. Ne öncesi ne de sonrası o ana anlam katar. Anın, yolun kendisindedir sadece büyüsü.
Geriye dönüp baktığımızda bu hiç yaşanmamış olsaydı ne bugünkü benden bir şey eksilirdi ne de bugünkü ben daha fazla ben oldum diye de düşünebiliriz…
Yolculuklarımızın, başımızdan geçenlerin, karşımıza çıkanların tek bir ortak yanı vardır. Hayatımızdaki her bir karşılaşmanın, her bir ruhun hikayesi kendi yolundayken bizimkine de uğramışsa eğer, yaşam kitabımızın sayfalarına yazılır..
Yolculuklarımızın sevgiden geçtiği, tutkularımızı, almak ve tutmak istediklerimizi yaşam yolculuğumuza katabildiğimiz, ayıklamak istediklerimizi ise yaşam kitabımızın sayfalarına anı olarak bıraktığımız güzel yolculuklara…
Sevgim ile,
Yael