Blue Beetle

şerbetçi

Member
Katılım
25 Eyl 2023
Mesajlar
29,789
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Tesadüflere fırsat vermeden olduğu gibi bilinç ve çalışarak yapılmış bir film, Blue Beetle, bu hafta izleyici ile buluşmaya hazırlanıyor.

Hemen bu nasıl oluyor, dediğinizi duyar gibiyim. Peki, sırası ile gidelim. Şunu hemen belirtelim, teknolojik bir film ile karşılaşacağınızı ümit edip, tipik ve sıcacık, bolca Akdeniz rüzgârı esintili, “ailenin önemi kavramı” ile karşılaştığınızda, hemen şaşırmayın. Niye şaşıracaksınız ki aile toplumun en küçük birimi, ülkeler de dünyanın, galaksinin bir ailesi ise bütünü kapsayan her olgu, bu filmin içinde gözüne gözüne teknoloji olarak değil gizlice serpiştirilmiştir. Güzellik ayrıntılarda gizlidir, bakmasını ve almasını bilebilirsek eğer.

Evet, film dünyaca ünlü Kord firmasının Kadın Ceo’su Victoria Kord (Susan Sarandon) ile açılıyor. Bu şirketin hedefi, günümüzde Kord bezinin uçaklarda kullanımında evrim değiştirerek son teknoloji olarak savaş aletlerine uzanan yolunun açılışı ve bu yolun başlangıç ve açılış sahnesi, uçakların yuvası havalimanı. Hukuk eğitimi alıp, ailesini kurtarmaya aday olan Blue Beetle(Xolo Mariduena)’ in havalimanına inişi ile başlayan macera, ilk giriş bölümü. Giriş bölümünde ise aile kavramı içinde; yeter ki evladımız okusun ama hangi sıkıntı olursa olsun, sağlık da olsa hissettirmeyelim, düşüncesi ile yurt dışında okutulan evlat, aile yemeği için ne kadar borçları olduğundan, babasının kalp krizi geçirdiğine ve hatta evlerini, işlerini kaybettiklerine dair bigilere, bir anda kavuşur. Biriken her şey istemeden, o sofrada kusulur ve macera başlar. Ve belki de birçoğumuzun içinde hayali olan ve hatta birkaçımızın, aile içinde bir kurtarıcı olmanın o dayanılmaz hafifliğinde, kendi hayallerinden vazgeçmeyi göz alıp, sadece ailesini kurtarmaya odaklanır. Netice de koskoca diploması vardır. Filmin ortalarına doğru Meksika halkının, baş emparyalistler tarafından ne şekilde şekillendirildiğini, sessiz sakin Latin danslarını dinleyen Büyükanne üzerinden biçimlerken, finalde Meksika kadınının savaşçı ve direngen halini, fütursuz ortaya koyacak ve son tahlilde de Guetemala’da yaşatılan drama da değinecektir. Ne demiştik başta; film, bilinçli film, iyi okumak lazım.

Jenny Kord’un (Bruna Marquezine), halası Victoria Kord’a karşı duran ve Kord hanedanın son temsilcisi kızına âşık olan ve hayatta sadece tek meselesi, bir işim olsun yeter, diyen biri acaba sizlere, kimleri hatırlatıyor. Ayakları üzerinde özgürce durabilmek savaşında, kapitalist sermayenin tozu dumana kattığı arenada şimdiye kadar kaç kazanan çıkmıştır ki. Bütün büyük patronların bilindik bir sözleri vardır: Hayallerini gerçekleştirmek için bazen birilerini feda etmek zorundasın, gibi. Oysa bunun münazarasında karşısında kocaman, “Acına kullan, güçlen ve ayakta dur” felsefesi vardır. Üstekiler, aşağıdakileri ezerken, canınız yandığı kadar ayakta kalmaya direnç gösterebilmek, güçlü bir irade gerektirir, haliyle Kord firmasının yıllardır üzerinde çalışmış oldukları ve ileri teknoloji savaş robotunun insan vücudunda omurgaya saplanıp, beyinden komuta edilişi, ancak teknolojinin doğru insanı seçmesi ile olabilecektir. Eğer bizler yapay zekâya neyi yüklersek, o kadar verim, verdiğimiz kadarını alabileceğiz. Savaş, istiyorsan savaş. İyilik istiyorsan, iyilik. İşte bu, Blue Beetle, filminde de; iyi aileden yetişen insanların, istisnasız sevgi çemberi içinde olduklarını ve bile bile kimseye kötülük yapamayacaklarını önce gösteriyor. Sadece bir işi olmasını isteyen ama sonrasında dev bir güce hakim olan Blue Beetle’nin hayatı, tamamen değişecektir.

Blue Beetle, filmini elbette diğer tüm filmler gibi tamamlayan müzikler de bilinçli; şöyle ki 1980’lerin en popüler gruplarından, klasik hard rock ve heavy metal olarak Mötley Crüe ile insanlığın, galaksi içinde ki uzay yolculuğunun başlangıç yılı olan Temmuz 1969 ile önce bir selam çakıyor. Süreçte insanlığın makine ile ya da farklı bir deyişle, teknoloji ile savaşımında finalde ise “Makineye karşı intikam” adını taşıyan grupla bu kez sesleniyor. 1991 yılında Amerika’da kurulan grup, Rage Against the Machine (Funk, Rap, Alternatif Metal), müziklerinde ki kendini ifade edişleri; sol görüş ve kapitalizme karşı duruş şeklindedir.

Ve özetle toparlarsak; yıllardır konuşulan, Mısır Piramitlerinin gizemi, yoksa onlar bizden önce mi vardılar ve onlar teknoloji olmadan bunları nasıl yapmayı başardılar gibi soru seçkileri içinden, ustaca çekip alınan Mısır tarihinin, imparatorluğun önemli simgesi olan Ra’nın “Khepre” şeklini temsil eden kullanımlarında, kozmik evrenin getirilişindeki simge, yine bilinçli olarak filme karakter verdiğini düşünüyorum. Mavi böcek, ama bu böcek, üreme biçimi olarak; kendi kendini doğuran yani bir nevi kendi, kendinin nedeni, yaratıcı gücü olan, “Ptha”nın, tüm evrendeki kozmik nesneleri şekillendiren gücü içinde bulundurması. Söz konusu olan güç olarak anlatılmak istenen, yoktan var eden değil “var edilen”i, biçimlendiren güç. Güneş de elbette dâhil. Dolayısı ile bu büyük gücün neden peşinde olduklarının özeti, Blue Beetle, filminde açılıyor. Özne ise insanın kendi özünde ki bitmek tükenmeyen ve her türlü darbelere rağmen gücü. Önce onu fark etmelisin.

18 Ağustos 2023 tarihinde dünyada vizyona girecek olan Blue Beetle, tıpkı SuperMan, Flash gibi süper kahramanları anlatıyor olsa da esasında ve filmin en başından itibaren anlatmaya çalıştığı; aile kavramının bütünlüğü, dirliği, birliği sayesinde ancak esas olarak kendi içindeki potansiyelinin farkına varacağına değinmesidir. Öyle ya, kendisine faydası olamayan, başkasına değil dünyaya nasıl yardımcı olsun.
 
Üst