Sosyal medyanın yaygınlaşması ile gizli ilimlerle ilgilenen kişilerin kendilerini tanıtması ve ilgilendikleri ilimler hakkında insanlara bilgiler aktarması yaygınlaşmıştır. İslam aleminin gizli ilimleri arasında yer alan ve çokça merak edilen, “Hüddam, Hüddamlık” konusunda sizleri aydınlatmak istedik.
İnsanlık alemi boyunca gizli bilgi ve ilimlere karşı her zaman bir yargı, korku oluşmuş ve hatta bu ilimler ile ilgilenen kişiler dışlanmıştır. Ancak gizli ilimlerle ilgilenen kişilerin hiçbir zaman yok olmadığı ve bu ilimleri gerekli şekilde nesillerce devam ettirdikleri, bilgileri bir sonraki nesle usulünce aktardıkları görülmüştür.
İslam aleminde başta büyücülük/falcılık olmak üzere birçok gizli kalmış ilim alanı bulunmaktadır. Bu gizli ilimlerin birçoğu İslam’ın kutsal kitabı olan Kur’an-ı Kerim’de yer alır. Bazıları ise sahih kaynaklarca geçmiş nesillerden doğrulanmış bir şekilde bizlere aktarılır. Bunların en çok merak uyandıranı ise her zaman hüddam olmuştur. Peki, nedir bu hüddam?
Hüddam, Arapça dilinden türetilmiş ve “koruyucu, hizmetkâr, köle” gibi anlamları bulunan bir kelimedir. Kelime manası dışında hüddam; cinleri ve şeytanları çağırmak, hapsetmek, tutsak etmek ve köleleştirerek hizmetkârın haline getirmek gibi amaçları bulunan bir ilimdir. Bu ilmin geçmişine bakıldığında Antik Mısır topluluklarına kadar ulaştığı görülebilmektedir. Bu topluluklardan tüm diğer dini topluluklara kadar gizli bilgileri aktarılan bu ilimden, İslam ve diğer büyük dinlerde bahsetmektedir.
İslam inancına sahip olan büyük alimlerin tanımlarına göre Hüddam; cin ve şeytanların, hangisi olduğu tam olarak belli olmayan sure ve ayetleri okuyarak tutsak edilmesi ve onları istek, arzular doğrultusunda yönlendirebilen bir ilimdir.
Hüddam sahibi olmak için bu ilme sahip olan birinden “el elmak” gerekir. Alim kişide bu ilmi yapabilecek yetenek ve uygunluk görürse kendisine el verir ve eğitimine alır. Kişi eğer bu eli kabul ederse çok büyük bir yük altına girer ve hüddam sahibi olur.
Günümüze kadar gelen “Hüddam Sahiplerinin” ise Hz. Süleyman’ın yetisine sahip oldukları ve onun ilmini nesiller boyunca el vererek devam ettirdiklerine inanılır. İslam üzerine birçok sahih kaynakla da bu bilgi onaylanmaktadır.
Hristiyanlık inancına sahip olan bazı büyücülerin, geçmiş zamanda belirli kutsal ilahileri suya tersten okuyarak cinleri kontrol edebildikleri anlatılır. Cinler aleminde her şeyin tersten olduğu ve o aleme ancak tersten okunacak kutsal ilahilerle müdahale edilebileceğine inanılırdı.
Yahudilikte ve Tevrat kutsal kitabı, kaynaklarında; cinlerin ve cin topluluklarının numaralarına, isimlerine yer verilir. Hatta “Kabala Öğretisi” ile bu cinlerin kontrol edilebileceği ve hizmetkâr olarak kullanılabileceğine dair bilgilere rastlanır.
İnsanlık alemi boyunca gizli bilgi ve ilimlere karşı her zaman bir yargı, korku oluşmuş ve hatta bu ilimler ile ilgilenen kişiler dışlanmıştır. Ancak gizli ilimlerle ilgilenen kişilerin hiçbir zaman yok olmadığı ve bu ilimleri gerekli şekilde nesillerce devam ettirdikleri, bilgileri bir sonraki nesle usulünce aktardıkları görülmüştür.
İslam aleminde başta büyücülük/falcılık olmak üzere birçok gizli kalmış ilim alanı bulunmaktadır. Bu gizli ilimlerin birçoğu İslam’ın kutsal kitabı olan Kur’an-ı Kerim’de yer alır. Bazıları ise sahih kaynaklarca geçmiş nesillerden doğrulanmış bir şekilde bizlere aktarılır. Bunların en çok merak uyandıranı ise her zaman hüddam olmuştur. Peki, nedir bu hüddam?
Hüddam, Arapça dilinden türetilmiş ve “koruyucu, hizmetkâr, köle” gibi anlamları bulunan bir kelimedir. Kelime manası dışında hüddam; cinleri ve şeytanları çağırmak, hapsetmek, tutsak etmek ve köleleştirerek hizmetkârın haline getirmek gibi amaçları bulunan bir ilimdir. Bu ilmin geçmişine bakıldığında Antik Mısır topluluklarına kadar ulaştığı görülebilmektedir. Bu topluluklardan tüm diğer dini topluluklara kadar gizli bilgileri aktarılan bu ilimden, İslam ve diğer büyük dinlerde bahsetmektedir.
İslam inancına sahip olan büyük alimlerin tanımlarına göre Hüddam; cin ve şeytanların, hangisi olduğu tam olarak belli olmayan sure ve ayetleri okuyarak tutsak edilmesi ve onları istek, arzular doğrultusunda yönlendirebilen bir ilimdir.
Hüddamlık Nedir?
Hüddam ilmini hakkıyla yerine getiren kişilere hüddamlık ünvanı verildiği söylenir. Ancak bu bilgi aslında yanlıştır. Hüddamlık diye bir kelime yoktur ve son zamanlarda türetilmiştir. Bu gizli ilme sahip kişiler eşsiz ve nadirdir. Kendilerine “Hüddam Sahibi” denir. Hüddam sahiplerinin gözlerindeki perde aralığı yoktur. Diğer güçlü alemlerle aralarında çok kuvvetli bağlar vardır. Hatta bu bağları kontrol etme, kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebilme yeteneklerine sahiplerdir.Hüddam Sahibi Nasıl Olunur?
Hüddam, sahibi olmak ve bu ilme hükmetmek kesinlikle kolay bir iş değildir. Bazı söylentilere göre hüddam sahibi olacak kişinin doğuştan gözlerindeki perdelerin aralıklı olması ve alemler arası iletişiminin olması gerekmektedir. Ancak bazı alimlere göre de alemler arasındaki bu perde aralığı ve iletişim sonradan ilimle elde edilebilecek bir durumdur.Hüddam sahibi olmak için bu ilme sahip olan birinden “el elmak” gerekir. Alim kişide bu ilmi yapabilecek yetenek ve uygunluk görürse kendisine el verir ve eğitimine alır. Kişi eğer bu eli kabul ederse çok büyük bir yük altına girer ve hüddam sahibi olur.
Hüddam İlminin Amacı Nedir?
Hüddam ilmiyle ilgilenen alimlerin amacı tamamen insanlığa faydalı işler yapmaktır. Bu gizli ve herkesin yapamayacağı ilme sahip olan kişiler, kendilerine çok büyük bir sorumluluk alarak tamamen ücretsiz bir şekilde Müslümanlara yardım eder. Ancak hüddam sahibi olduğunu iddia eden bazı kişiler son zamanlarda bu ilmi ücret karşılığında, kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya başlamıştır. İslam alimlerinin büyük bir çoğunluğu bu kişilerin sonunun Cehennem ateşi oldukları yönünde fikir belirtir.İslam’a Göre Hüddam
Bu konuda oldukça güvenilir kaynaklar bulunmaktadır. Bu kaynakların en güvenilirleri elbette büyük dinlerin kutsal kitaplarıdır. Kur’an-ı Kerim başta olmak üzere diğer dinlerin kitaplarında yer alan bilgiler incelendiğinde, geçmişte Hz. Süleyman’ın cinler üzerinde kontrol etme yetisinin olduğu ve cinlerin onun emirlerini yerine getirdikleri yazar.Günümüze kadar gelen “Hüddam Sahiplerinin” ise Hz. Süleyman’ın yetisine sahip oldukları ve onun ilmini nesiller boyunca el vererek devam ettirdiklerine inanılır. İslam üzerine birçok sahih kaynakla da bu bilgi onaylanmaktadır.
Diğer Dinlere Göre Hüddam
Antik çağlardan ve özellikle Mısır bölgesinden yayıldığına inanılan bu ilmin, İslamiyet öncesine dayandığını kanıtlar nitelikte birçok kaynak bulunmaktadır. Alem hayatı boyunca insanlara yardımcı olmak için kullanılan ve bazen de kötü amaçlı kişilerin sahip olduğu bu ilme Hristiyanlık ve Yahudilikte de görmek mümkündür.Hristiyanlık inancına sahip olan bazı büyücülerin, geçmiş zamanda belirli kutsal ilahileri suya tersten okuyarak cinleri kontrol edebildikleri anlatılır. Cinler aleminde her şeyin tersten olduğu ve o aleme ancak tersten okunacak kutsal ilahilerle müdahale edilebileceğine inanılırdı.
Yahudilikte ve Tevrat kutsal kitabı, kaynaklarında; cinlerin ve cin topluluklarının numaralarına, isimlerine yer verilir. Hatta “Kabala Öğretisi” ile bu cinlerin kontrol edilebileceği ve hizmetkâr olarak kullanılabileceğine dair bilgilere rastlanır.
