Amerikalı düşünür Samuel Huntington yıllar önce “Medeniyetler Çatışması” (The Clash of Civilizations) başlıklı bir makale yazmış, makale uluslararası çapta büyük tartışmaların açılmasına yol açmıştı. Huntington 1993’de yayımlanan bu makalesini daha sonra kitaplaştırmış, başlığını da “Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Şekillenmesi” (The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order) olarak değiştirmişti. Huntington kitapta Müslüman ülkelerdeki nüfus patlamaları ve Doğu Asya ülkelerinin ekonomik açıdan hızla büyümeye başlamalarının medeniyetler arası çatışmalara yol açacağını, bu nedenle de Soğuk Savaş sonrası dünyada yeni bir düzen kurulacağını ön görüyordu. Huntington galiba haklı çıktı. Nasıl mı?
Türkiye’de yaşanan kısır siyasi çekişmelerden başımızı kaldırıp çevremize, sınırlar ötesine baktığımızda bunu ayan beyan görüyoruz sanırım. Hatta Türkiye içinde bile. Türk toplumu ikiye bölünmüş durumda. Bir yandan moderniteyi savunan halk kitleleri, öte yandan ülkeyi ve toplumu Ortaçağ karanlığına sürüklemeye çalışan kara kalabalıklar. Hatta Kadın Voleybol Milli Takımı’nın Avrupa şampiyonasını bile içine sindiremeyip bir oyuncunun cinsel tercihini dillerine dolayarak,”Lezbiyenlik bulaşmış kupayı içime sindiremiyorum,” diyen sapıklar. Ey sapık, sen ablacılığın o pek bayıldığın Osmanlı’da ne kadar yaygın olduğundan bihaber misin? Ya da iç oğlanlarından ya da civelek taburlarından ?
Neyse sapıkları kendi hallerine bırakıp biz konumuza dönelim. Fransa günlerdir okullarda dini sembolleri yasaklayan Milli Eğitim Bakanlığı yasası yüzünden çalkalanıyor. Fransız basınında yer alan haberlerde bazı okullarda öğrencilerin bu yasayı protesto ederek derslere girmedikleri, bazılarında da özellikle Müslüman öğrencilerin, genellikle Suudi Arabistan ve Kuzey Afrika ülkelerindeki kadınların giydikleri “abaya” adı verilen çarşafa benzer kılıklarla okula girmeye çalıştıkları bildiriliyor. Haberlere göre Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yasasını sonuna kadar destekliyor ve bu desteğine gerekçe olarak Fransız devletinin “laiklik” ilkesine sıkı sıkıya bağlılığını gösteriyor.
İşin daha da kötüsü Macron bir Youtuber’a verdiği demeçte Hazreti Muhammet’in karikatürlerini gösterdiği için okulunda öldürülen Samuel Paty’den söz etmiş, bu sözleri çarpıtılarak İslamcı ve İhvancı bir grup tarafından kendi taraftarlarına servis edilmiş, Fransız gizli servisi bu sosyal ağ hesaplarını tek tek tespit etmişti. Macron şu ifadeyi kullanmıştı:
“Bizler toplumumuzda bir azınlıkla birlikte yaşıyoruz. Bu azınlık dinini kötüye kullanarak Cumhuriyet’e ve laikliğe baş kaldırıyor. Bu da çok kötü sonuçlar veriyor. Samuel Paty olayı ve terorizm yaşanmamış gibi davranamayız.”
Bütün bunlar yaşanırken önceki akşam Fransız Danıştay’ı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “abaya yasağı” adıyla anılan yasasını onayladı ve tartışmalara noktayı koydu.
TÜRK TROLLERİN PARMAĞI
Öte yandan Fransa’da yayımlanan haftalık Le Point dergisinde dehşet bir haber yer aldı. Türkiye kaynaklı bir troller ağı sosyal medya üstünden Fransa’ya “abaya yasağı”nı uyguladığı için karalama kampanyası açmıştı. Arapça yazılan mesajlarda abaya yasağı “ırkçı ve sömürgeci zihniyetin ürünü” sözleriyle protesto ediliyordu. Hatta bunların videoya çekilip yaygın biçimde dağıtıldığı haberleri de alınıyordu.
Le Point’a göre Türk trollerinin mesajları ağırlıklı olarak, Müslüman Kardeşler’e yakın olduğu söylenen “Uluslararası Müslüman Peygambere İman Edenler Örgütü” hesabından gönderiliyordu.
Yani bizim troller, Türkiye’yle uğraşmayı bırakın , şimdi de uluslararası çapta faaliyete geçmiş anlaşılan. Gel de için yanmasın. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde 7. Yüzyıl zihniyetine teslim olmuş, Putin’in Rusyası ve İhvan (Müslüman Kardeşler Örgütü) arasında sıkışıp kalmış bir Türkiye.
Öte yandan sözüm ona insan haklarını savunmak uğruna Müslümanlığı kullanıp, sığındıkları ülkelerde terör estirmeye çalışan karanlık zihniyetlilere kol kanat germeye çalışan Fransız entel ve dantelleri acaba aymazlıklarından kurtulabilecekler mi? İnsan haklarına saygı ve ırkçılık aleyhtarlığı safsatalarıyla göz yumup parlattığınız terorist bozuntuları başınıza iyice bela olduğunda mı aklınız başınıza gelecek? Nereye kadar yahu?
Türkiye’de yaşanan kısır siyasi çekişmelerden başımızı kaldırıp çevremize, sınırlar ötesine baktığımızda bunu ayan beyan görüyoruz sanırım. Hatta Türkiye içinde bile. Türk toplumu ikiye bölünmüş durumda. Bir yandan moderniteyi savunan halk kitleleri, öte yandan ülkeyi ve toplumu Ortaçağ karanlığına sürüklemeye çalışan kara kalabalıklar. Hatta Kadın Voleybol Milli Takımı’nın Avrupa şampiyonasını bile içine sindiremeyip bir oyuncunun cinsel tercihini dillerine dolayarak,”Lezbiyenlik bulaşmış kupayı içime sindiremiyorum,” diyen sapıklar. Ey sapık, sen ablacılığın o pek bayıldığın Osmanlı’da ne kadar yaygın olduğundan bihaber misin? Ya da iç oğlanlarından ya da civelek taburlarından ?
Neyse sapıkları kendi hallerine bırakıp biz konumuza dönelim. Fransa günlerdir okullarda dini sembolleri yasaklayan Milli Eğitim Bakanlığı yasası yüzünden çalkalanıyor. Fransız basınında yer alan haberlerde bazı okullarda öğrencilerin bu yasayı protesto ederek derslere girmedikleri, bazılarında da özellikle Müslüman öğrencilerin, genellikle Suudi Arabistan ve Kuzey Afrika ülkelerindeki kadınların giydikleri “abaya” adı verilen çarşafa benzer kılıklarla okula girmeye çalıştıkları bildiriliyor. Haberlere göre Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yasasını sonuna kadar destekliyor ve bu desteğine gerekçe olarak Fransız devletinin “laiklik” ilkesine sıkı sıkıya bağlılığını gösteriyor.
İşin daha da kötüsü Macron bir Youtuber’a verdiği demeçte Hazreti Muhammet’in karikatürlerini gösterdiği için okulunda öldürülen Samuel Paty’den söz etmiş, bu sözleri çarpıtılarak İslamcı ve İhvancı bir grup tarafından kendi taraftarlarına servis edilmiş, Fransız gizli servisi bu sosyal ağ hesaplarını tek tek tespit etmişti. Macron şu ifadeyi kullanmıştı:
“Bizler toplumumuzda bir azınlıkla birlikte yaşıyoruz. Bu azınlık dinini kötüye kullanarak Cumhuriyet’e ve laikliğe baş kaldırıyor. Bu da çok kötü sonuçlar veriyor. Samuel Paty olayı ve terorizm yaşanmamış gibi davranamayız.”
Bütün bunlar yaşanırken önceki akşam Fransız Danıştay’ı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “abaya yasağı” adıyla anılan yasasını onayladı ve tartışmalara noktayı koydu.
TÜRK TROLLERİN PARMAĞI
Öte yandan Fransa’da yayımlanan haftalık Le Point dergisinde dehşet bir haber yer aldı. Türkiye kaynaklı bir troller ağı sosyal medya üstünden Fransa’ya “abaya yasağı”nı uyguladığı için karalama kampanyası açmıştı. Arapça yazılan mesajlarda abaya yasağı “ırkçı ve sömürgeci zihniyetin ürünü” sözleriyle protesto ediliyordu. Hatta bunların videoya çekilip yaygın biçimde dağıtıldığı haberleri de alınıyordu.
Le Point’a göre Türk trollerinin mesajları ağırlıklı olarak, Müslüman Kardeşler’e yakın olduğu söylenen “Uluslararası Müslüman Peygambere İman Edenler Örgütü” hesabından gönderiliyordu.
Yani bizim troller, Türkiye’yle uğraşmayı bırakın , şimdi de uluslararası çapta faaliyete geçmiş anlaşılan. Gel de için yanmasın. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde 7. Yüzyıl zihniyetine teslim olmuş, Putin’in Rusyası ve İhvan (Müslüman Kardeşler Örgütü) arasında sıkışıp kalmış bir Türkiye.
Öte yandan sözüm ona insan haklarını savunmak uğruna Müslümanlığı kullanıp, sığındıkları ülkelerde terör estirmeye çalışan karanlık zihniyetlilere kol kanat germeye çalışan Fransız entel ve dantelleri acaba aymazlıklarından kurtulabilecekler mi? İnsan haklarına saygı ve ırkçılık aleyhtarlığı safsatalarıyla göz yumup parlattığınız terorist bozuntuları başınıza iyice bela olduğunda mı aklınız başınıza gelecek? Nereye kadar yahu?