METİN DENİZMEN- TURAİDA’NIN GÜLÜ

şerbetçi

Member
Katılım
25 Eyl 2023
Mesajlar
29,648
Tepkime puanı
0
Puanları
16
TURAİDA’NIN GÜLÜ

( LETONYA / RİGA / TURAİDA ) Buz tutmuş fotoğraflarından aşina olduğum Baltık Denizi kıyılarında sıcaktan bunalacağım hiç aklıma gelmezdi. İki yıl önceydi, Haziran ortalarında yolum, Letonya’ya düştü. Uzun soluklu gezimde Baltık Denizi ve Finlandiya Körfezi kıyılarındaki ülkeleri ve kentlerini dolaştım.Riga, bin kilometre uzunluğundaki Daugava nehri ile bir başka güzel. Baltık ülkeleri içinde, nedense en çok Riga’yı sevecek, İstanbul’u hatırlatacak ayrıntılara dalıp gidecektim sokaklarında, meydanlarında.

Ellerinde birer litrelik koca şişelerle dolaşan Leton’ları görünce, alkolizmin esiri bir ülkede bulunduğum hissine kapılmıştım. Çok geçmeden, ben de o kocaman şişelerle dolaşır oldum Riga’yı.

Evinde konuk olduğum Zelma, bir günümü de Sigulda, Krimulda ve Turaida’ya ayırmamı söylemişti geçenlerde. Bir Pazar sabahı, Riga’dan bindiğim tren, Gauja Milli Parkı içindeki ormanlarda eşsiz panoramalar sunduktan sonra, elli kilometre ilerideki Sigulda’ya getiriyor.

Bitmez tükenmez orman denizinin üzerinden karşı tepelere geçerken, bindiğim teleferikten aşağılarda uzanan Gauja nehri gümüş gibi parlıyor.

Sovyet işgal yıllarında ( henüz ülkemizde bilinmeyen ) Milli Bobsled takımının tesisleri ile Bungee Jump tesisleri, her yerin karla kaplandığı kış sezonunu bekliyor ve şimdilerde kimsesiz.

İlk durağım, Ortaçağ kırım savaşlarının mekanlarından, 1255 yılında yapılan Krimulda Kalesi. Sessizlik öylesine hakim, ortalık öylesine ıssız ki; nabzımın atışını duyabiliyorum rahatlıkla. Hristiyanlık öncesi Pagan dönemi totemlerin dizildiği, yemyeşil bir parkta soluklanıyorum.

Bir tek İngilizce levha bulunmayan, ağaçlardan güneşin erişemediği daracık orman patikalarında, zaman zaman yolları kaybederek de olsa, ıssız patikaları bitirip, yoğun ziyaretçi alan Gutmana Mağarasının önünden geçerek, Turaida Kalesine geliyorum bu kez. 1214 yılında inşa edilen kale, düzgün bir restorasyon ile bugünlere ulaşmış ve tekrar hayat bulmuş.

Şaşılası geniş çayırlar, parklar içinde heykel müzeleri oluşturulmuş, çevredeki atmosfer, Ortaçağ’ın o meşum dönemlerine çağırır gibi.

Sonunda, bir ıhlamur ağacının altında, aradığım köşeyi buluyorum. Pek çok filme, şiir ve romana konu olmuş “ Turaida Gülü “nün mezarı burası.

Doğu Avrupa halklarının anonim değerlerinden biri olmuş Turaida’nın Gülü. Siyah bir granit üzerinde, talihsiz ama onurlu kısacık bir ömür yazılı. 1601 de doğup, 1620’de ölmüş bu kızın trajedik öyküsü şöyle;

“ Bölgede süren bitip tükenmez savaşlardan birinin sonunda, Turaida Kalesi eteklerinde bir görevli, ölü annesinin kollarında, yeni doğmuş bir bebek bulur ve Maija adını vererek evlat edinir.

Büyüdükçe güzelliği fark edilerek, The Rose of Turaida yani Turaida’nın Gülü olarak anılmaya başlar. Maija, ormanın karşı tepesindeki Sigulda Kalesi’nin bahçevanına ( Viktor ) aşık olur ve evlenmeye karar verirler.

Az önce önünden geçtiğim küçük Gutmana Mağarasında buluşup sevişir, hasret giderir, hemhal olurlar.

Ama; Polonyalı bir asker, evlenmelerine günler kala, Maija’ya göz koymuştur ve Viktor’un ağzından bir mektup yazar, Maija’nın mağaraya gelmesini sağlayarak aşkını ilan eder.

Zavallı Maija; adamın kötü niyetini sezer ve boynundaki eşarbı uzatarak şöyle der; “ beni bırakırsan bu tılsımlı eşarbı sana vereceğim.

Boynunda olduğu sürece, hiçbir silah veya kılıç seni öldüremeyecek ve ölümsüz olacaksın. “ Karşısındaki kötü niyetli askerin ikna olmadığını görünce de ilave eder; “ bak eşarbı kendi boynuma doluyorum. Kılıcınla bütün kuvvetinle vur, benim ölmeyeceğimi göreceksin.

Asker, inanır ve var gücüyle, kılıcını Maija’nın boynuna indirir.

Maija ölümü pahasına aşkına sadık kalmış ve vücudundan ayrılan kafası Gutmana Mağarasının karanlıklarına yuvarlanmış. “

Aşkın, ölümden de güçlü olduğuna inanan yeni evli çiftler, Turaida Gülü’nün mezarına, yüzyıllardan beri kırmızı gül demetleri bırakır ve sadakat yemini ederler.

METİN DENİZMEN- TURAİDA’NIN GÜLÜ yazısı ilk önce Fethiye Gazetesi Haber Sitesi üzerinde ortaya çıktı.
 
Üst