Olsa olsa yöntemini biz icat ettik

şerbetçi

Member
Katılım
25 Eyl 2023
Mesajlar
29,787
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Deneme yanılma yoluyla veya halkın deyimiyle ‘olsa olsa’ yöntemi ile karar alanların genel nitelikleri; bilgiden, deneyden mahrum, aceleci, ihtiraslı kişiler ve önceden yanlış fikirlere inanmış olmaları diye tanımlanabilir.

Örgüt yönetimi alanında ‘Çöp Tenekesi’ modeli diye tanımlanan ve İngilizcesi ‘The Garbage Can Model of Organizational Theory’ olan örgütsel yönetim kuramı 1972 yılında Michael D. Cohen, James G. March ve Johan P. Olsen isimli akademisyenler tarafından geliştirildi. (“A Garbage Can Theory of Organizational Choice”. Administrative Science Quarterly 17: 1-25)

Önce eylem

Bu görüşün temelinde klasik örgüt kuramında kabul edilmiş yöntemlere ve akılcı düşünceye aykırı olarak ortaya atılan “iddialı davranışlar, kararlar ve uygulamalar” yatar. Kısaca “Önce eyleme geç, sonra düşün” anlamına gelir. Düşünülmeden, sonuçları araştırılmadan, akla uymayan ve yaratacağı olumsuzluklar hesaba katılmadan alınan kararlar, geliştirilen politikalar ve uygulamaların sonuçta çöp tenekesine atılacağını anlatır.

İlgi ve bilgiden uzak

Örgüt kuramını örgütsel anarşi düşüncesi ile birleştirmeyi amaçlayan bu kuram, çözüm aranan sorunlar ile öngörülen çözüm yöntemleri arasında hiçbir bağlantının bulunmadığı ve bunlara ek olarak karar vericilerin de çözüme yönelik ilgi ve bilgiden uzak oluşlarını ele alır. Bunlar arasında örneğin “ilgisiz teknoloji-unclear technology” ve “değişken katılım fluid participation” olgusunu irdeler.

Bu kurama göre belirli kararlar düzenli bir düşünce şekline, akla ve mantığa uymadan, incelenmeden, sebep sonuç ilişkileri belirlenmeden, uygulama özelliği olup olmadığı bilinmeden alınır. Sonuçta ise göreceli olarak birbirinden bağımsız ve ilgisiz sonuçlar çıkmaktadır. (R. L. Daft 1982, P.139) Bu model 1972 yılında yukarıda ismi geçen araştırmacılar tarafından bilgisayar lisanı Fortran ile kodlanmış ve simülasyonu yayımlanmıştır. Bu makale sosyal bilimler dalında yayımlanan ilk kodlanmış makale olarak da ün kazanmıştır.

Deneme-yanılma

Bu kuram proje yönetiminden şirket yönetimine, oradan da kamu yönetimi ve devlet yönetimine kadar birçok alanda birçok sorunun kökenlerini de açıklar. Bilgi edinmeden fikir sahibi olmuş birçok yöneticinin idare ettikleri şirket, kurum veya devletleri “Deneme-Yanılma” anlayışı ile yönetmeye çalışmaları ortaya büyük zararlar açmış, çok kişinin işini batırmış, çok kişiyi işsiz bırakmış, nice politik yaşamlar sönmüştür.

Deneme yanılma yoluyla veya halkın deyimi ile ‘olsa olsa’ yöntemi ile karar alanların genel nitelikleri bilgiden ve deneyden mahrum, aceleci, ihtiraslı kişiler ve önceden yanlış fikirlere inanmış olmaları diye tanımlanabilir. Bu tür hataların her toplumda olduğu bir gerçektir, fakat bu düşünce şeklinin hükümetlerin, hukuk sistemine uygulaması ise gerek ekonomik gerek kişisel ve toplumsal anlamda büyük maliyetler yüklemiştir.

Bu tür çöp tenekesine atılacak uygulamalarda genel olarak hükümetler şu yolları izlemişlerdir: l Bir fikri kamuya sunarlar, l Bu fikri yasa olarak hayata geçirirler, l Sonra görürler ki bu fikrin uygulaması çok zordur, masraflıdır ama bunda ısrar ederler, düzeltmeye çalışırlar ve durmadan masraf yaparlar.

Eğer böyle bir uygulamayı bir şirket yapsa şirket batar ama devleti yönetenlerin kamu kaynaklarını boşa harcama konusunda hiçbir sorumluluğu yoktur, para nasıl olsa ceplerinden çıkmayacak ve halktan vergi olarak toplanacaktır. Bu konularda hatalar zinciri değişik ülkelerde değişik şekilde ortaya çıkmıştır. Özellikle kadroları yetersiz, bilgi ve rasyonel düşünceden mahrum kişilerin siyasal amaçlarına yönelik veya ideolojik ve dinsel saplantı içindeki siyasi iktidarların yaptıkları hatalar rasyonel ve gerçekçi siyasi iktidarların yaptıkları hatalardan çok daha fazladır.

Çöpe giden kararlar

1950’li yıllardan beri iktidara gelen partiler gerek iç politikayı gerekse dış politikayı ilgilendiren çok konuda çöp tenekesine atılan kararlar almıştır. Bu konudaki hatalar zincirinin en çok sayıda gerçekleşmesi ise son 13-14 yıllık döneme denk gelmektedir. Yapılan yanlışlar, önce yasası çıkarılıp sonra iptal edilen değişik konular, dış politikada yapılan hatalar, dinci örgütlerle iç içe adalet sistemine yapılan müdahaleler, hukuk sisteminde yapılan çok sayıdaki değişmeyi ve çok konuda çöp tenekesine atılan ve kandırıldık sınıfına giren birçok kararı hatırlayınız. 100 kusur yıldır Ortadoğu’daki en etkin faktör olan petrol konusunu ele almayan bir “stratejik derinlik” isimli düşünce tarzının uygulamasının başımıza açtığı Suriye sorunu hâlâ çözülmüş değildir.
 
Üst