Antalya'nın Aksu ilçesi Güzelyurt Mahallesi mezarlığının dışında kalan çocuk mezarı, ilgi odağı haline geldi. Yetkililerin de ulaşmaya çalıştıkları mezarın sahipleri bulundu. 1964- 1968 yılları arasında yaşamış İsa oğlu İsmail Uçar'a ait mezarın yakınları, gerekli işlemlerin yapılarak mezarın Manavgat ilçesi Beşkonak Mahallesi Değirmenözü mevkiine taşınmasını istiyor.
Mezarlık duvarı yapılırken sahipsiz olduğundan istimlak duvarının dışında bırakılan mezarın haberi büyük yankı uyandırdı. Sahibi ortaya çıkan çocuk mezarının sahibi Zekiye Yanıç, İsmail Uçar'ın mezarını haberlerde görünce kardeşine yeniden kavuşmuş gibi olduğunu söyledi. Kardeşinin yıllar önce 4 yaşındayken odun ateşinde kaynayan çorbanın üzerine dökülerek feci şekilde yandığını ve 41'inci günde hastanede vefat ettiğini belirtti. Aksu'da yaşayan abisinin kardeşini buraya defnettiğini dile getiren Yanıç, kardeşini alıp annesinin mezarının yanına kucağına defnetmek istediklerini söyledi.
Yanarak vefat etmiş
Kardeşine ait mezarı haberlerde ve internette gördüğünü belirten abla Zekiye Yanıç, “Beşkonak Değirmenözü köyünden İsmail Uçar'ın ablasıyım. Haberlerde gördük sahipsiz mezar diye bu benim kardeşim dedim” diye ifade etti. Kardeşinin hüzünlü hikayesini anlatan Zekiye Yanıç, şunları söyledi:
“Eskiden köyümüzde elektrik, su yoktu. Odun ateşinde yemek pişirirdik. Annem ocağa çorba koymuş oradan ahıra inmiş. Babam hasta doktora gitmişti. Babamın yanına atı götürecekti. Ahıra indiğinde iki kardeşim uyuyakalmış. Ablam ve ben de koyun yavrularına bakmaya gittik. Evdekiler de uyuyakalınca çocuk ağlamaya başlamış evde. Annem 'eyvah çocuğum yandı' demiş. Ocağın başına vardığında kardeşimin üzerine soğuk su döküyorlarmış büyük kardeşlerim. Kardeşim orada yandı. Kardeşimi orman dairesinin cipiyle Aksu'ya abimin yanına getirdiler. Buradan da Antalya'ya hastaneye götürdüler. Araç olmadığı için biz gelemiyorduk. Kardeşim uzun zaman hastanede tedavi gördü, 41'inci gün vefat etti. Vasıta olmadığı için abim Aksu'da oturduğundan dolayı buraya gömüldü. Abim vefat etti daha sonra. Bizim de haberlere çıkınca haberimiz oldu. Hemen çıktık geldik. Yardım etsinler köye götürelim annemin kucağına koyalım.”
“Elbisesini annemin baş ucuna gömdük”
Evlat hasretiyle annesinin yıllarca acı çektiğini, kardeşinin yandığında üzerindeki elbisesini mezarın baş ucuna gömülmesini vasiyet ettiğini söyleyen Zekiye Yanıç, “Annemin eli ateşe değse 'yavrum ciğerim yandı' diyerek ağlardı. Öyle onun üzüntüsüyle vefat etti. O zaman elbise giyerdi çocuklar. Kardeşimin yandığında üzerinden çıkardıkları giysisini kefeninin içinde saklardı. 'Ölünce baş ucuma koyun' dedi. Kardeşimin mezarını götürürsek çok memnun olurum. Sanki yeniden kavuşmuş gibi içimize sevinç geldi. Ablam var köyde herkes dört gözle bekliyor. Daha önce müracaat ettik hiçbir haber çıkmadı. Aksu'da yaşayan abim vefat etti. Biz de başımızda erkek kardeşimiz olmadığı için alamadık. İsmail benim en küçük kardeşimdi. Mezarı alıp köye götürmek istiyoruz” diye konuştu.
“Hikayesi üzücü”
Güzelyurt Mahalle Muhtarı Teslime Yılmaz ise, “Bir gün önce haber yaptınız, bir gün sonra sahipsiz mezarın ailesi aradı. Dünyanın en mutlu insanı ben oldum. Kendi ailem gibi hissettim. Bir annenin evladıyla buluşma heyecanını yaşadım. O zamanki imkansızlıklardan dolayı bu yavrucak burada kalmış. Hikayesi üzücü. Onlara ulaşıldı. Yetkililerle irtibata geçip kendilerine kavuşturulacak diye düşünüyoruz” dedi.
Mezarlık duvarı yapılırken sahipsiz olduğundan istimlak duvarının dışında bırakılan mezarın haberi büyük yankı uyandırdı. Sahibi ortaya çıkan çocuk mezarının sahibi Zekiye Yanıç, İsmail Uçar'ın mezarını haberlerde görünce kardeşine yeniden kavuşmuş gibi olduğunu söyledi. Kardeşinin yıllar önce 4 yaşındayken odun ateşinde kaynayan çorbanın üzerine dökülerek feci şekilde yandığını ve 41'inci günde hastanede vefat ettiğini belirtti. Aksu'da yaşayan abisinin kardeşini buraya defnettiğini dile getiren Yanıç, kardeşini alıp annesinin mezarının yanına kucağına defnetmek istediklerini söyledi.
Yanarak vefat etmiş
Kardeşine ait mezarı haberlerde ve internette gördüğünü belirten abla Zekiye Yanıç, “Beşkonak Değirmenözü köyünden İsmail Uçar'ın ablasıyım. Haberlerde gördük sahipsiz mezar diye bu benim kardeşim dedim” diye ifade etti. Kardeşinin hüzünlü hikayesini anlatan Zekiye Yanıç, şunları söyledi:
“Eskiden köyümüzde elektrik, su yoktu. Odun ateşinde yemek pişirirdik. Annem ocağa çorba koymuş oradan ahıra inmiş. Babam hasta doktora gitmişti. Babamın yanına atı götürecekti. Ahıra indiğinde iki kardeşim uyuyakalmış. Ablam ve ben de koyun yavrularına bakmaya gittik. Evdekiler de uyuyakalınca çocuk ağlamaya başlamış evde. Annem 'eyvah çocuğum yandı' demiş. Ocağın başına vardığında kardeşimin üzerine soğuk su döküyorlarmış büyük kardeşlerim. Kardeşim orada yandı. Kardeşimi orman dairesinin cipiyle Aksu'ya abimin yanına getirdiler. Buradan da Antalya'ya hastaneye götürdüler. Araç olmadığı için biz gelemiyorduk. Kardeşim uzun zaman hastanede tedavi gördü, 41'inci gün vefat etti. Vasıta olmadığı için abim Aksu'da oturduğundan dolayı buraya gömüldü. Abim vefat etti daha sonra. Bizim de haberlere çıkınca haberimiz oldu. Hemen çıktık geldik. Yardım etsinler köye götürelim annemin kucağına koyalım.”
“Elbisesini annemin baş ucuna gömdük”
Evlat hasretiyle annesinin yıllarca acı çektiğini, kardeşinin yandığında üzerindeki elbisesini mezarın baş ucuna gömülmesini vasiyet ettiğini söyleyen Zekiye Yanıç, “Annemin eli ateşe değse 'yavrum ciğerim yandı' diyerek ağlardı. Öyle onun üzüntüsüyle vefat etti. O zaman elbise giyerdi çocuklar. Kardeşimin yandığında üzerinden çıkardıkları giysisini kefeninin içinde saklardı. 'Ölünce baş ucuma koyun' dedi. Kardeşimin mezarını götürürsek çok memnun olurum. Sanki yeniden kavuşmuş gibi içimize sevinç geldi. Ablam var köyde herkes dört gözle bekliyor. Daha önce müracaat ettik hiçbir haber çıkmadı. Aksu'da yaşayan abim vefat etti. Biz de başımızda erkek kardeşimiz olmadığı için alamadık. İsmail benim en küçük kardeşimdi. Mezarı alıp köye götürmek istiyoruz” diye konuştu.
“Hikayesi üzücü”
Güzelyurt Mahalle Muhtarı Teslime Yılmaz ise, “Bir gün önce haber yaptınız, bir gün sonra sahipsiz mezarın ailesi aradı. Dünyanın en mutlu insanı ben oldum. Kendi ailem gibi hissettim. Bir annenin evladıyla buluşma heyecanını yaşadım. O zamanki imkansızlıklardan dolayı bu yavrucak burada kalmış. Hikayesi üzücü. Onlara ulaşıldı. Yetkililerle irtibata geçip kendilerine kavuşturulacak diye düşünüyoruz” dedi.