TBB Hatay ve 13 İlçesine 23 Hizmet Aracı Hibe Etti

şerbetçi

Member
Katılım
25 Eyl 2023
Mesajlar
29,784
Tepkime puanı
0
Puanları
16
“Bir de diyorlar ki diyorlar ki, efendim neymiş, Ekrem İmamoğlu üzerinden yine; boş işlerle uğraşıyormuşuz, şehrin işleriyle uğraşmıyormuşuz” hatırlatmasında bulunan İmamoğlu, “Bunu alacak akılları, kafaları bile yok! Halbuki, onun yaptığı görevin onurunu kurtarmak için mücadele ediyorum. Neyle uğraşıyorum ben? Adaletsiz ve hukuksuz bir biçimde bu ülkede belediyelere kayyum atayan, o hukuksuz uygulamaları yapanlarla uğraşıyorum. Yani senin görevinle ilgili mücadele yapıyorum. Milletin iradesini yok sayanlarla uğraşıyorum. Hem de öyle bir uğraşacağım ki… Bakın; ‘uğraşmak’ derken, onlar zannediyorlar ki Ekrem İmamoğlu'nu yıldırırız. Ben 11 senedir sizinle uğraşıyorum, siz gidene kadar sizinle uğraşacağım, siz gidene kadar” şeklinde konuştu. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB), encümen kararıyla, 6 Şubat 2023’te yaşanan deprem felaketiyle büyük oranda yıkılan Hatay’a, toplam 23 hizmet aracı hibe edilmesi kararı aldı. Geçtiğimiz günlerde 3 araç teslimi gerçekleşirken, kente ulaştırılan 7 araç, Defne Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü bahçesine ulaştırıldı. TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hizmet araçları için düzenlenen tanıtım etkinliğinde, coşkulu bir vatandaş topluluğuyla bir araya geldi. Defne’ye, Kırıkhan’da teslimini yaptıkları İBB Emekçileri Lisesi açılışından geldiklerini belirten İmamoğlu, “Bugün sizi, aynı zamanda TBB Başkanı olarak da selamlıyorum. Allah, bizi size mahcup etmesin. TBB olarak bugün, Hatay ilimize ve ilçelerine 23 araç hibe ediyoruz. Araçların iki tanesi, biri burada, biri arkamızda. 23 tane önemli belediye hizmet aracı, 1000 adet çöp konteyneri hibe etmek için geldik. TBB olarak, 3 aracımız daha önce teslim edildi. Bugün de 7 aracımızı teslim ediyoruz. Yaklaşık bir ay içinde de 15 Aralık'a kadar da kalan 13 tane aracı teslim edeceğiz” bilgilerini paylaştı. “SAYDIĞIM BELEDİYELERİN 7’Sİ AK PARTİLİ, 3 TANESİ CHP'Lİ, BİR TANESİ MHP'Lİ, BİR TANESİ TÜRKİYE İŞÇİ PARTİLİ” Teslimini sağladıkları ve sağlayacakları araçlar içerisinde; arazöz, çöp kamyonu, damperli kamyon, ekskavatör, itfaiye aracı ve kepçe gibi her belediyeye lazım olan araçlar Bulunduğunu aktaran İmamoğlu, “Bakın bu destek olduğumuz belediyeler Altınözü, Arsuz, Antakya, Belen, Defne, Dörtyol, Erzin, Hassa, Kırıkhan, Payas, Reyhanlı, Samandağ, Yayladağ ve Hatay Büyükşehir’e bu desteklerimizi sunuyoruz. Az önce saydığım belediyelerin 7’si AK Partili, 3 tanesi CHP'li, bir tanesi MHP'li, bir tanesi Türkiye İşçi Partili. Yani bizim yönetimimizde biz; adalete, hakkaniyete önem veririz. Partizanlığı asla kabul etmeyiz. O yüzden, rakip siyasi partilere karşı da başkalarına da aynı davranırız. Onların yaptığı gibi yapmayız. Herkese adaletli davranırız. İnanın memleketimizin en çok ihtiyaç duyduğu tavır, adaletli olma tavrıdır şu anda. Ne yazık ki bu adil olma aklı unutulalı çok oldu. Partizanlık ve particilik devleti ya da belediyeleri yönetirken tarafgirlik bir virüs gibi siyasete ve hayatımıza resmen bulaştı. Yani bu virüs öyle dengelerimizi mahvetti ve ortak değerlerimizi ortadan kaldırdı ki, inanın hepimizi mutsuz eden, toplumun birlikteliğini içten içe kemiren, tabiri caizse kurt gibi… İnanın sevgili dostlarım, bu memlekette bu partizanlıkla mücadele var ya tam bir beka meselesidir” ifadelerini kullandı. “BU KARDEŞİNİZ, İSTANBUL'UN SOKAKLARINDAN, PARTİZANLIĞI SÖKÜP ATTI; ALLAH'IN İZNİYLE TÜRKİYE'DEN DE SÖKÜP ATACAK” “Bu kardeşiniz, İstanbul'un sokaklarından, caddelerinden, ilçelerinden, belediyelerinden partizanlığı söküp attı; Allah'ın izniyle Türkiye'den de söküp atacak” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: “Bakın; araçları görüyorsunuz. Kepçeler, eskavatörler, arazözler… Bu milletin parasını millete harcayan bir terbiyeye sahibiz. Biz, hakkınız olanı size veriyoruz. Bu yapılan ya da yapılamayan her konu, aslında sizlerin seçtiği insanların size olan sorumlulukları. Dolayısıyla kimse şah değil, padişah. Yarın Ata’mızın ölüm yıl dönümünde, Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle, minnetle anacağız. O güzel önderimiz, bu memleketten kula kulluk etmeyi sileli 101 sene oldu. ‘Bu memleketin her bireyi, hür ve özgür olacak’ dedi. ‘Öyle bir devlet kuracağız ki, cumhuriyet olacak ve insanlarımıza adaletli olacak bir devlet olacak ve insanlarımızın her birini özgür kılacak’ dedi 101 sene önce. Şimdi ise ülkemize öyle bir virüs bulaştı ki, bir kişiye kulluk etmeyi kendine siyasi marifet görenler var; bir kişiye... Halbuki bu güzel cennet vatanın 86 milyon insanı, hür ve eşit olsun diye bu cumhuriyet kuruldu. Fikri hür, vicdanı hür insanların bir arada mutlu olması için cumhuriyet kuruldu. Öyle değil mi? Demokrasi, özgürlüğümüz… Makamlar kimin? Milletin. Seçtiniz, Defne Belediye Başkanımız, hayırlı olsun, çalışacak, sizi mutlu etmek için, size layık olmak için görev yapacak. Bizler de öyle. Eksiği olanı, bir sonraki seçimde yollarsınız. Atanmışlar ya da seçilmişlerin bakacağı tek şey, millettir. Millete, milletin malına, milletin makamına, birbirine nezakettir.” “BİZ BURAYA GELDİK DİYE, ŞEHRİN VALİSİ DE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI DA İZNE ÇIKTI!” “Bu kardeşiniz o kadar alıştı ki bu kaçamak işlere. Bugün biz buraya geldik diye, şehrin Valisi de izne çıktı, şehrin Büyükşehir Belediye Başkanı da. Bunlara ben, eskiden üzülüyordum. Ama ben onlara iyilik yapıyorum; onlar için dua ediyorum. Diyorum ki, ‘Allah sizi ıslah etsin, Allah size akıl versin. Bu tam bir nezaketsizliktir ama önemli değil. Benim için önemli olan ne biliyor musunuz? Benim için önemli olan hakkını vermeyen vekil değil, hakkını vermeyen yönetici değil. Benim için asıl olan millet, millet, millet. Sizsiniz, siz. O bakımdan ben, onlara dua etmeye devam edeceğim. Allah akıl versin. Tabii bu ara bir moda var: ‘Ekrem İmamoğlu'na laf atarsak birinin gözüne gireriz.’ Onların kimin gözüne girmek istediğini biliyorsunuz değil mi? Bir kişi! Yeter ki onun gözüne girsinler. Hatta onun bakışı böyle ya mesela. Ona görünsünler yeter ki. Hani kameraya görünmek isteyenleri hatırlıyorsunuz değil mi? Yanında durmaya çalışanları. Yahu onun değil, milletin yanında olacaksın, milletin yanında duracaksın, milletin. Ama biz bunu, bunlara öğreteceğiz. Yavaş yavaş… Ne yapalım? Olamıyor hızlı. Ama yavaş yavaş olacak.” “BU KARDEŞİNİZ BU YOLA ÇIKMIŞTIR; SİZİ MAHCUP ETMEYECEK” “Bazı eksiklerimiz olabilir, hatalarımız olabilir; düzelteceğiz. Milletimizin hak ettiği özgürlüğü, bu güzel cumhuriyete yakışan demokrasiyi elde etmek için, size söz veriyorum, bu kardeşiniz bu yola çıkmıştır. Sizi mahcup etmeyecek ve bunu başaracağız. Şimdi, o bir çift göze girmek isteyenler, ona görünmek isteyenler, bir de bu ara moda ne? Ekrem İmamoğlu'na hakaret etmek. Ekrem İmamoğlu'na laf etmek, büyük büyük iş. Büyük iş başarıyorlar. Bazı büyükşehir belediye başkanları da çıkıyor, bana hakaret ediyor vesaire. Hani bu meşhur bir tane dava var ya ‘ahmak davası’ hakkımda. Güya bana hakaret ediyor Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı. Ona da Allah akıl versin. Onun cesaretini de ben biliyorum. O demeçle falan değil. İnşallah yüz yüze geliriz onunla en yakın zamanda. Halbuki o bana hakaret eden bakanın hakaret ettiği konuşmayı yaptığımda, benim ilk elimi sıkan kendisiydi, ilk tebrik eden kendisiydi konuşmadan sonra. Ben bu anıları onlarla yaşıyorum. Şimdi gözüne girecek ya… Biri oradan, öbürü Konya'dan, Ekrem İmamoğlu'na laf sokacaklar. Yahu kardeşim, size o laf sokmalarınız itibar kazandırmaz. Birinin gözüne girmek itibar kazandırmaz. Siz, eğer tarihe geçmek istiyorsanız, milletinize hizmet edin. İşinize bakın.” “BUNU ALACAK AKILLARI, KAFALARI BİLE YOK!” “Bir de diyorlar ki diyorlar ki, efendim neymiş, Ekrem İmamoğlu üzerinden yine; boş işlerle uğraşıyormuşuz, şehrin işleriyle uğraşmıyormuşuz! Bunu alacak akılları, kafaları bile yok! Halbuki, onun yaptığı görevin onurunu kurtarmak için mücadele ediyorum. Neyle uğraşıyorum ben? Adaletsiz ve hukuksuz bir biçimde bu ülkede belediyelere kayyum atayan, o hukuksuz uygulamaları yapanlarla uğraşıyorum. Yani senin görevinle ilgili mücadele yapıyorum. Milletin iradesini yok sayanlarla uğraşıyorum. Hem de öyle bir uğraşacağım ki… Bakın; ‘uğraşmak’ derken, onlar zannediyorlar ki Ekrem İmamoğlu'nu yıldırırız. Ben 11 senedir sizinle uğraşıyorum, siz gidene kadar sizinle uğraşacağım, siz gidene kadar. Yani bu şehirlerin insanları, birilerini seçecek; uydurma iddianamelerle, uydurma tavırlarla, uydurma uydurma bir takım yaptığınız işlerle ama yargıda ama mülki amirler üzerinden bunları yapacaksınız, biz de öyle köşede oturacağız öyle mi?” “KENDİNE ADALETSİZLİK YAPAN BU İNSANLARLA EKREM İMAMOĞLU UĞRAŞMAYACAK; HADİ ORADAN” “11 partiyle irtibat kurduk. Ben, pazartesi günü 10 genel başkanla görüştüm. Bir tanesi de vermedi randevu. Yani ‘istismar edilir’ dedi. Saygı duyuyoruz şimdilik. Ama ondan da istemeye devam edeceğim randevuyu. Hiç elimizden kurtulamaz. Sonuna kadar isteyeceğim. Ama 10 parti genel başkanı, bu konuda haksızlık, hukuksuzluk yapıldığını, hakkında olumsuz karar verilen, hukuksuz karar verilen kişilerle aynı fikirde olmamasına rağmen, onun fikirlerine karşı çıkmasına rağmen, birkaç genel başkan, ‘Ben uygulamaya bakarım’ dedi. ‘O haksızlığa karşıyım’ dedi. ‘Milletin iradesine kimse dokunamaz’ dedi. Şimdi Meclis’te bunun çalışması yapılacak. Genel Başkanımızla konuştuk. Onun talimat verdiği Grup Başkanvekillerimiz buna çalışma yapacak, ortak bir kanun maddesini Meclis’in gündemine getirecekler. Bu ne demek biliyor musunuz? Uzun zamandır ilk defa, iddiayla söylüyorum, artık TBMM’de iktidar, en fazla yüzde 20-22’yi temsil eder. Yüzde 80’e yakını, bu otokrat kafaya karşıdır kardeşim. Yüzde 80’e; toplumun da meclisin de. Bu bazen oyla falan tespit edilmez. Biz bunu yaşıyoruz şu anda. Bu uygulama, kötü bir uygulamadır. Adaletsiz bir uygulamadır. Dolayısıyla Esenyurt'ta bunlar yapılacak, Mardin'de, Batman'da, Şanlıurfa'da bu işler yapılacak, adalet mücadelesi veren, kendine adaletsizlik yapan bu insanlarla Ekrem İmamoğlu uğraşmayacak. Hadi oradan. Hadi oradan. “BU MİLLET SİZİ ARTIK BU MİLLETİN HAFIZASINDAN SİLMEYE KARARLI KARDEŞİM” “Bu millet, işte bu adaletsiz tavrınızla uğraşalım diye, bizi bu göreve getirdi? Hem de önce 13 bin oyla seçti. Adaletsizliğin daniskasını yaptınız, seçimi iptal ettiniz; 806 bin oy farka çıkardı bu millet. Aradan 5 sene geçti, 1 milyondan daha fazla oy farkını getirdi bu millet. Hala akıllanmadınız. Nasıl işte bu milleti o günden bugüne yaptığınız bu kötü uygulamalarla fakirleştirdiniz, yoksullaştırdınız… İşte o diyorum ya yüzde 22-23 artık sizin toplumdaki kabulünüz. Yüzde 80’e yakını size karşı. Bu millet sizi artık bu milletin hafızasından silmeye kararlı kardeşim. Sizi evinize yollamaya kararlı. Çok uzun bir zaman yok önünüzde. Bugünden söyleyeyim. Hele hele 2028’e kadar gidecek soluğunuz da kalmadı, tavrınız da bitti. Ben şimdiden onlara, ‘geçmiş olsun’ diyorum. ‘Güle güle’ diyorum onlara şimdiden. O yüzden ben, bu belediye başkanı arkadaşlara, bu ülkenin bu ülkenin adaletini dağıtmak zorunda olan mülki idarecilerine, yargı mensuplarına diyorum ki; ‘Hakka ve hukuka uygun işinizi yapın.’ Şiddetle öneriyorum. Telafisi mümkün olmayan adımlardan, özellikle kaçınmalarını söylüyorum. ‘Bugünün güç odaklarını arkanıza alıp, bir özgüven oluşturmayı, adaleti, hukuku ve vicdanı elinizin tersiyle itmeyi kendinize alışkanlık etmeyin’ diye son kez uyarıyorum sizi.” “ÖYLE BİR DEDİKODU HARMANI VAR Kİ…” “Öyle bir dedikodu harmanı var ki; adliyeden adliyeye, bilmem hangi birinden öbürüne. Yok İstanbul'un şu ilçesine operasyon yapılacakmış. Yok bu ilçesine operasyon yapılacakmış. Yok şu şehre operasyon yapılacakmış. Gazetecilere, hukukçulara, eşe, dosta, palavra cümleler ve boylarını aşan ifadelerde bulunan devleti temsil eden insanların çevresinden oluşturulan o dedikoduları duyuyoruz. Bu millet sizi uyarıyor. Bu millet size diyor ki; ‘Aklınızı başınıza alın kardeşim. Aklınızı başınıza alın.’ O yüzde 22-23 desteği olan partiye, onun başındaki insanlara güvenerek, bu yanlış ve kötü işlere girmeye sakın kalkışmayın. Kapıda vali bekletiyor; insanları, meclis üyelerini belediyedeki grup odasına almıyor. Niyeymiş? Ona güvenmiyormuş! Kendine güveniyor, milletin seçtiği meclis üyelerine güvenmiyor! Hadi oradan. Hadi oradan. Hadi oradan. İşine bak. Kraldan fazla kralcılık oyunu bu işler. Hepsiyle, bir adım geri at adım atmadan konuşacağız. Oturduğu yerden milleti ‘terörist’ ilan etmeler… Ama 10 yıl önce yemek yiyen terörist değil, uydurma bir telefon konuşması üzerinden birileri terörist! Yahu siz, bizi 10 senedir ‘terörist’ ilan ediyorsunuz. Niye? Ona oy verdin mi her şey güzel; ona oy vermedin mi terörist!” “BİR MİLLETİ BÖYLE BÖLEN BİR AKIL YAŞADI MI BU TOPRAKLAR?” “Bir milleti böyle bölen bir akıl yaşadı mı bu topraklar? Hayır. Bunların dışında hiç kimse, bu millete böyle bir şey yaşatmadı. Onun için bu açık ve net söylüyorum altını çizerek: Bu milletin her ferdine hukuksuzca davranan herkes, sıfatı ne olursa olsun, kısa bir süre sonra yaptıkları adaletsizliklerin, hukuksuzlukların, vicdansızlıkların hesabını millete de verecek, hukukun önünde de hesabını verecek kardeşim. Bu kadar net. Öyle bir verecek ki; adaletsizlik yaptıkları hukuksuzlukları bir daha bu topraklarda kimse yapmaya cesaret edemeyecek. Milletin verdiği sıfatı, arkasına aldığı güçle istismar edenlerle, bu millet, sandıkta hesabını görecek. Sonra da adaletli bir yargı süreci, herkesin yargılanarak, yargı önünde hesap vermesini sağlayacak. O bakımdan diyorum ki; aklınızı başınıza toplayın. Milletini, vatanını seven, hukuka uygun, insan haklarına uygun bir uygulamayla görevinizi yapın. Hem kayyum atayacaksınız hem kayyumun yardımcılarına, AK Parti'den devşirme insanları atayacaksınız, meclis üyelerini belediyeye sokmayacaksınız. Ben size bir şey söyleyeyim mi? O meclis üyelerinin sayısı, AK Partili meclis üyeleri fazla olsaydı, çoktan yapmışlardı o mecliste seçimi. Böyle bir şey olmaz. Böyle bir vicdansızlık olmaz.” “YAPTIKLARI KÖTÜLÜKLERE RAĞMEN HİZMET ETMEYE DEVAM EDİYORUZ” “O bakımdan biz, ona rağmen, bu yaptıkları kötülüklere rağmen hizmet etmeye devam ediyoruz. AK Partiliymiş, MHP'liymiş, CHP'liymiş, bakmıyoruz; onlara aynı, eşit, kimin hakkıysa, kimin ilçesi daha fazla zarar görmüşse, yardımlarımızı adaletli yapıyoruz. Ben, bunların trajikomik bir adaletsizliğini daha anlatayım mı size? Komik bu, çok komik. Bu senenin 31 Mart'ında yerel seçim yaşadık ya İstanbul'da. Yerel seçimden 20 gün önce, tam 1 milyar 100 milyon lirayı Cumhurbaşkanlığı’nın ödeneğinden, İstanbul'daki AK Partili belediyelere para dağıttılar biliyor musun? Niye biliyor musunuz? Ekrem İmamoğlu'nu yensinler diye. Kimin parasını? Sizin paranızı, Cumhurbaşkanlığı hesabından onların hesabına yolladılar. Adaletsizliği yaptıkları için bunu söylemedim. Ne yaptılar biliyor musunuz? O parayı yollarken, bir belediyeye yollamadılar. Kime biliyor musunuz? MHP'li belediyeye yollamadılar. Yani adaletsizlik o kadar ruhlarına işledi ki, o dönemde ittifak oldukları MHP'ye bile vermediler. Elleri titredi, veremediler. Bunlar garip insanlar. Allah bunları ıslah etsin.” “BUNLARIN ADALETSİZLİĞİNİ EN İYİ HATAYLILAR BİLİYOR” “Bunların adaletsizliğini en iyi kim biliyor biliyor musunuz? Hataylılar biliyor. Depremin en acı gününde, en acı zamanında sizlere, ‘Oy vermezseniz hizmet de olmaz’ dedi mi? Bu var ya, bir millete asla denmeyecek bir sözdür. Yahu oy için bu denir mi? Benim milletim mutlu olsun, huzurlu olsun, şu anda gökten zenginlik insin size, bütün şu memleket abat olsun, ıslah olsun; Ekrem İmamoğlu bütün seçimleri kaybetsin kardeşim. Aynen böyle. Böyle bir akıl olur mu? O seçim kazanacak diye! Kardeşiniz, hemşeriniz, Hatay'ı şuraya koymuş, zihninden hiç çıkarmayacak, sizin ve bütün deprem bölgesindeki insanlarımızın bu yokluğu, bu huzursuzluğu, bu mutsuzluğu bittiği gün, benim de başım öne eğik olmayacak, başım dik olacak. Allah, benim başımı size dik göstersin. Bugüne kadar Allah, bana verdiğimiz sözleri yerine getirmeyi nasip etti. Şimdi bundan sonra da sözüm şu olsun: Aklını ve kalbini kötülüklere rehin bırakanlar için, göreceksiniz bundan sonra tek bir gün huzurlu günleri olmayacak. Ve inanın bugüne kadar ‘sevgi kazanacak, adalet kazanacak’ diye hep dua ettim. Bundan sonra da haktan, hukuktan, adaletten ayrılmadan, güzel vatanımıza, kesinlikle bundan sonra da sevgiyle, saygıyla, hukukla, adaletle yaşamak için hep beraber mücadele edeceğiz. Ben, şu güzel çocuklarımıza, pırlanta gibi gençlerimize layık olmak için çok çalışacağım. Bütün bu getirdiğimiz ekipman, belediyelerimize ve milletimize hayırlı uğurlu olsun.” İmamoğlu, konuşmasının ardından CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Defne Belediye Başkanı Halil İbrahim Özgün, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ı da yanına davet ederek anı fotoğrafı çektirdi.
 
Üst